3 Yağmur Tanesi – Tahribad-ı İsyan (feat. Şebnem Ferah)
By
Aşk huzur para hayal hepsi yalan Sabır umut cefa nedir geriye kalan Yalnızlık bir boşluk gibi düşersin sonsuza Hiçbir yükün yok ama bu daha ağır gelir omzuna Yalnızlık can çekişmektir kederle sevişmek Kendine erişmek ve bulduğun yerde girişmek Yalnızlık aynalarda gizlidir Bunu saçını taramak için bakmadığında anlayabilirsin bilirsin Yalnızlık soyuttan da gizlidir gizlidir Yalnızlık bizden de yalnızdır Dostum o kimsesiz Sonsuza düştüm boşluğun en dibi çok soğuk Nerde kalabalık ben neden çığlık atıyorum Çıkış var mı diye etrafıma bakıyorum Karanlıkta dövüştükçe artık ona dönüşüyorum Hazır mısın yarınlarla kanlı bıçaklı kavgalara Dünden kalma yaralarla girmeye Beyninin yosun tutan derinliğine düşmüşken Duramadım onaramam olamam oralı Mola mı duralım o zaman o gün tam vakti Ne bul ve vur Eline yüzüne gözüne bulaşır affet be Hala şans gelmese de yanımdan geçebilirdi Belki de geldi Çünkü bu kalemle yazmak yerine kendimi deşebilirdim de Mana bul her adımda bırak çocukluğunu hatırlayıp ah çekmeyi Çocukken büyümek istediğini hatırla Ve düşünme hiç vazgeçmeyi Vazgeçmeyi vazgeçmeyi Vazgeçme
Huzurluysan kaldırımda bile rahat uyursun Değilsen en rahat yatakta döner durursun Kimisi mutludur zaman nasıl geçer anlamaz Üç dünya ne kadar uzunsun Ruhum yalnızlığın rüzgarında savruluyor Nedensiz renksiz hayatım ton arıyor Gökkuşağı tonlamıyor bombalıyor Ruhum bu kafeste kavruluyor Sebepsiz içimde koca bir cehennem var daralıyorum Kalbim ateş pompalıyor Biz cehenneme düşen 3 yağmur tanesi Şemsiyelerinizi açın Öyle bir yalnızlıklar var ki bir gün şeytan bile haline acır Kendini kaçır boğulmak için güzel bir gün Baksana hava bile açık Her şey apaçık Ne kadar kaçıcan gözümün içine baksana Son gecemiz gibi yok neşem hiç Boş yere yalvarma Son vermeden önceki son diriliş Gözyaşına da aldanma Gülmek belki de en mühim iş En kötü anlarda vurcaklar daha ard arda Çaresizliğine saklanma Bir başıma sağa sola dönüp duruyorum Gün aşırı sövüp vuruyorum Oluyo mu gülüp donuyorum Sen çalar saatini tokatladığında ben daha saatimi yeni kuruyorum İyi ki gelmediniz huzur buluyorum Her gelen bende bir kusur buluyor diye kendimden bile uzak duruyorum Yalnızlığımla gurur duyuyorum Ve bu kalabalıkta kaybolduğum titaniğimle bi kaşıta donmuş gibiyim Korkmamam gerekir kapri gereği Kapris gereği vur kart iskeleyi Ve bu karanlıkta kana doydum Güneşe aşık olmuş bir vampir gibiyim Yapmamam gerekirken yapmış gibiyim Yanlış yeniden yanmış biriyim Olmaz beni duymaz en kurnazı başına getirecekleri kumpası Kaç demez bela yok kornası yok biri arkanı kollasın Korkmasın bura kurtlar sofrası yutmakla başlar kusmak sonrası Son tası önüne gelene sunar ama yakın olcak kanına susaması Sorasın orası nasıl ha nasıl Perisi de masal ama yaşam acınası Yara kaşınası fakat ele başı nasıl Yana kaçılasın gelir demi gidip hazırlan İnadın dibi nasıl Dünyanın hazin sonu numarası Çamaşır ipliğinde suratım asık Ve tüm mahkeme duvarları da buna tanık Yeter artık kara bahtım sana naptım da bu kadar üstüme dert kaptım Sen vurdun ben yine kalktım bana vurdukça gücüme güç kattın Sağol sağol yine de sıfırı tattım Isırıp attın umutlarımı söylesenize naptım Belki de kaderimi yazamadığım için kalemimi kırıp attım Benim belki de gizli bir bildiğim var Elbette ağlarım benim can kırıklarım var Senin gördüğün yanağımda süzülenler Asıl içimde içinde yüzdüğüm bir deniz var Biz cehenneme düşen 3 yağmur tanesi Şemsiyelerinizi açın Öyle bir yalnızlıklar var ki bir gün şeytan bile haline acır Kendini kaçır boğulmak için güzel bir gün Baksana hava bile açık Her şey apaçık Ne kadar kaçıcan gözümün içine baksana Son gecemiz gibi yok neşem hiç Boş yere yalvarma Son vermeden önceki son diriliş Gözyaşına da aldanma Gülmek belki de en mühim iş En kötü anlarda vurcaklar daha ard arda Çaresizliğine saklanma