Tam da terk etmek üzereydim bu şehri Ait olmadığım sokaklara dönmek için Aniden sen geldin ve mahvettin beni Ben böyle güzel bir hata hiç görmemiştim
Her şeye hile karışsa bile oyunu seversin İkimiz de hiç ölmeyecek gibi gülersin Duramazsan anlarım Ben gencim ama ihtiyarım Sende bu öyküyü noktalarım
Yâr, bana düşmanım ol, gel! Düşür beni koynuna, boğuver! Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel! Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel! İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel! Düşür beni koynuna, boğuver! Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel! Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel! İnsan insanı böyle sever mi?
Herkes kendini anlatır Sen hiçbir şey söylemedin Sesler rüzgâra karıştı Sen topraktın, çiğnemedim
Saçından güneş mi doğdu Gecem niye böyle gün gibi? Bakma bana öyle zalim “Git de bir aynaya bak” der gibi
Gözyaşı dökmeden ağlarım Kendim bile duymam, bağırırım Feryatlarıma yoldaş olmuş susmalarım Bulamazsan anlarım Ben görünürken kaybolanım Çok bilinirken, gayb olanım
Yâr, bana düşmanım ol, gel! Düşür beni koynuna, boğuver! Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel! Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel! İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel! Düşür beni koynuna, boğuver! Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel! Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel! İnsan insanı böyle sever mi?
Yâr, bana düşmanım ol, gel! Düşür beni koynuna, boğuver! Bu garibin ömrü sensiz geçer mi?
Gel bana, zindanım ol, gel! Kelepçeyi vur, zulüm ol, gel! İnsan insanı böyle sever mi?