Bitmediğini söylesem de Yaşanmayacak hayallerim yaşar beynimin en derinlerinde Belki üşürüm de, Ekim rüzgârı serin gelirse Hayatım kimin ellerinde? Geri verin be!
Bu herif delinin teki Çünkü insanları temizleyim derken, yüzüne bulaştı elinin kiri Kader dediğin, Tanrı yazdı diye kaçmak değil ki! Yenildi. Gitti ve geri gelmedi
Bu yalnızlığa çarem olsaydı keşke E gülseydim ailemle bağım kopmazdı Niye gündüzümü gece yapan sonbaharın esintisiyle savrulup durdum? Olmazdı işte
Bu gidişle, ölüm benle, ben ölümleyim Aman mazallah Aşkın ölür, siz gülümseyin Ner’den bilirdim ki yolumda ol’cağını tümseğin? “Unuttuğun geçmiş gelecekten esinlenmiş.”
[Burry Soprano:] Sesini duymam gerektiğinde yoksun yar Boş ver, olsun ya Güneş erisin gözlerine solsun ay Bu yol uzun daha Rüyamın içi dolu kâbusunla Sen, bilinmeyen bi’ yerde Ben ise gecenin taaruzunda
Bu yol uzun daha Rüyamın içi dolu kâbusunla Sen, bilinmeyen bi’ yerde Ben ise gecenin taaruzunda
Boş ver V , ben de boş verdim Başlarda konuşmaları kulaklarıma hoş geldi Gözleri yeşildi, aşık olmaktan ürkerdim fakat Ne zaman gözümün içine baksaydı “sarhoş” derdi
Bunlar boş gerçi, düşünmeye son verdim Benim hayalim onun gerçeklerine bol geldi Yine de “Ben sürünsem de sen mutlu ol.” derdim Fakat ağır geldi derdi omuzlarıma, yol verdim
Ve bi’ duman daha çektim kahpe yalanlara Bi’ yandan söverken hayasızca kalpte kalanlara Onların felsefesi: “Para, para, para.” Onlar her seferde bıraktılar yüreklerde yara
Derinleşti hazan, yağmur bulaştı yaza Fakat vermiyordu aman böyle de namertti zaman Kurak tarlalarına tohum gömüp bekliyorlar hasat Burak zaten bir ceset, tarlaya gömseler ne yazar V?
Sesini duymam gerektiğinde yoksun yar Boş ver, olsun ya Güneş erisin gözlerine solsun ay Bu yol uzun daha Rüyamın içi dolu kâbusunla Sen, bilinmeyen bi’ yerde Ben ise gecenin taaruzunda
Bu yol uzun daha Rüyamın içi dolu kâbusunla Sen, bilinmeyen bi’ yerde Ben ise gecenin taaruzunda